Bergama Sunağı

By Mart 24, 2017 ,



19. yüzyıl sonlarında Alman gezginleri ve kaşifleri, arkeolojik ve antropolojik araştırmalar yapma bahanesiyle şimdiye kadar pek az insanın görüldüğü bölgelere ilgi duymaya başlamışlardı. Bunların en enerjik olanlarından biri, bir Doğu bilimcisi olan ve ülkesinin Doğu'daki kaderine inanan Max von Oppenheim idi. Oppenheim, o zaman Osmanlı toprakları içindeki Irak ve Suriye'de çok dolaştı, haritalar çıkardı, her köy ve aşiretin sahip olduğu ev ve çadıra kadar her şeyi not etti. İngilizler, çok geçmeden onun ve diğer Alman bilim adamlarının Kayzer'in istihbarat servisleri adına çalıştıklarını anladılar. Oppenheim bir süre sonra İngilizler tarafından "casus" olarak anılmaya başladı...

Aydın Vilayeti salnameleri ( yıllık ) gözden geçirilirse dikkat çekici bir ayrıntı göze çarpar : Efes ve Bergama'nın nasıl gezilmesi gerektiği sahife sahife anlatılmaktadır. Bu mükemmel arkeolojik gezi rehberini hazırlayan ve hazırlatan Osmanlı bürokratlarının, Efes ve Bergama'ya taş yığını diye bakmadığı açıktır. Daha garibi, vilayet yıllığında bu kadar iyi tanıtılan Bergama'nın meşhur anıtı olan Bergama Sunağı Almanlara "taş yığını" diye, gönül rahatlığıyla nasıl bırakılırdı ki ? Ama sonradan belli oldu ki, sunağı zorla kaldırmaya gelen Alman grubuna, Vali Paşa zaptiyeyi göndererek engel olmuş.. Neden sonra Almanlar Saray'dan bir ferman alarak eseri nakletmişler !.. Bu nakil işi, ünlü sunağı kendi kurduğu Asar-ı Atika Müzesi'ne yerleştirmek için uğraşan Osman Hamdi Bey'in ömrünün yarısını götürmüş ve bir kalp krizi geçirmiş..

(İLBER ORTAYLI)

Bunları da Beğenebilirsin

0 comments

Yorum yaptığınız için teşekkür ederiz.